SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL SSSjournal (ISSN:2587-1587) Economics and Administration, Tourism and Tourism Management, History, Culture, Religion, Psychology, Sociology, Fine Arts, Engineering, Architecture, Language, Literature, Educational Sciences, Pedagogy & Other Disciplines in Social Sciences Vol:4, Issue:21 pp.3479-3490 2018 sssjournal.com ISSN:2587-1587 sssjournal.info@gmail.com Article Arrival Date (Makale Geliş Tarihi) 11/06/2018 The Published Rel. Date (Makale Yayın Kabul Tarihi) 26/08/2018 Published Date (Makale Yayın Tarihi) 27.08.2018 CUMHURİYET DÖNEMİ ŞEHİRCİLİK ÇALIŞMALARI, ALTYAPI VE KENTSEL YAPILAŞMA SORUNLARI INFRASTRUCTURE WORKS, CITY PLANNING AND URBANIZATION PRACTICES IN TURKEY Ahmet Ferda SEYMEN orcid:0000-0001-5708-1559 afseyemen@gmail.com ÖZ Araştırma, Cumhuriyet dönemi ile yeni bir başlangıç yapan Türkiye’nin Osmanlı döneminden şehircilik ve imar konusunda nasıl bir yapılanma devir aldığını. Yeni kurulan ülkenin, toplumunu oluşturan sınıfların savaş sonrası sosyal gelişimine uygun bir düzen içerisinde nasıl uygulandığının incelenmesini amaçlamaktadır. Mukayese olarak Sanayi devrimini gerçekleştirmiş, Rönesans ve aydınlanma dönemini yaşamış olan İngiltere ile karşılaştırılıp Kentleşme, Kentlileşme ve medeniyetleşme ilişkisi incelemeye alınmıştır. Diğer taraftan sanayi devrimi sonrası ve 1800’lü yılların ortasından sonra gerek Avrupa ve gerekse Amerika’da ortaya çıkan Kentleşme ekollerinin Osmanlı ve Yeni Cumhuriyeti nasıl etkilediği, Tanzimatla beraber yüzünü Batı’ya dönen imparatorlukta özellikle Avrupa ve Amerrika’da kentleşme konusununun öncüleri olan Weber, Comte, Durheim, Marks, Lefevbre’, Simmel ve Chicago Okulu öğrencileri Park, Wirth’in inceleme alanı olan Ekolojik ve Sosyopsikolojik ekolün görüşleri yeni Cumhuryet aydınlarını nasıl etkilediğini anlamak amaçlıdır. Anahtar Kelimeler: Köy, Şehircilik, Kentleşme, Kentlileşme, Toplumsal sınıflar, Belediyecilik. ABSTRACT The research will review relevant literature to understand the conditions of city planning and urbanization works during the late Ottoman era and its transformation to the newly formed Turkish Republic. The formation of relevant institutions within the new government and public authorities concerning city planning and design will also be studied. The research will continue to compare the development of urbanization in England for effectively manifesting the Industrial Revolution, the renaissance, economic and social independence by achieving one of the highest income per capita in the world. The study will further investigate western urbanization implementations and seek for correlations between the works of western societies and the Turkish deployments. Keywords: Urbanization. Social classes, City planning, Urban renewal. 1. KAYNAK İNCELEMELERİ A. Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin sanayii devrimini gerçekleştiren İngiltere ile kısa mukayesesi a. Genel değerlendirme b. Yıllara göre nüsuf ve kişibaşı gelir mukayesesi c. Toplumsal sınıfların değerlendirilmesi B. Osmannlı döneminde şehircilik C. Cumhuriyet dönemi şehircilik çalışmaları mailto:sssjournal.info@gmail.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2018 Vol:4 Issue:21 pp:3479-3490 sssjournal.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) sssjournal.info@gmail.com 3480 A.a. KOŞULLAR OSMANLI İNGİLTERE Yıl 1820 Yönetim Padişah II. Mahmut Kral IV. George Nüfus 10 Milyon 74 bin 21 Milyon 239 bin K.B. Gelir 643 dolar. 1.706 dolar. Siyasi durum Serpuş niyetine fes giyileceği beyan ediliyor. Yeniçeri ocağı kapatılmış. Asakir-ı Mansurei Muhammediye ile modern ordunun temelleri atılmış. Tebaaya hbazı haklar tanıyan Sened-i İttifak akdedilmiş. İlk resmi Türkçe gazete Takvim-i Vekayi yayınlanmış. Mekteb-i Harbiye ile Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane kurulmuş. Kâğıt para ilk defa Sultan Abdülmecid -1840 yılında basıldı. Türkiye'de ilk demiryolu 1855 yılında İzmirTurgutlu arasında yapıldı. Telgraf hattı da aynı yılda, yani 1855 yılında yapıldı. Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi gereği; İnsanlar hakları-özgürlük açıklanmış. İnsan hakları dokunulmazlık ve soyal (özgürlük hakkı, mülkiyet hakkı, güvenlik hakkı ve baskıya karşı direnme hakkıdır.)" 1800 öncesi Aydınlar Machiavelli, Thomas Hobbes, Thomas Paine, Diderot, David Hume, Immanuel Kant, August Comte, Adam Smith, Jeremy Bentham. Aydınlar Edmund Burke, Darwin, J.J Rousseau, Müzik Hamamızade İsmail Dede Efendi Dellâlzâde İsmail Efendi, Haşim Bey, Zekai Dede Efendi , Hacı Arif Bey , Ahmet Mithat, İbrahim Şinasi, Vivaldi, Salieri, Haydn, Hendel, Bach ve Mozart'ın besteleri müzikte yepyeni bir çağ açıyor. Resim Şeker Ahmed Paşa, Osman Hamdi Bey, Kazasker Mustafa İzzet Efendi Yesarizade Mustafa İzzet Efend, Agah Efendi, Ahmed Vefik Paşa, Ali Suavai, Eduard Monet, Claude Monet, Eugene Boudin, Camille Pissaro, Frederic Bazille, Pierre-August Renoir, Edgar Degas, Alfred Sisley, Berthe Morisot, Gustave Caillebotte. Edebiyat Halid Ziya Uşaklıgil, Abdülhak Hamit Tarhan, Mallil Naci, Nabizade Nazım, Goethe Alman edebiyatını ve modern batı edebiyatını tekrar biçimlendirirken, Schiller, Mirabeuo, Voltaire eserlerini yayınlıyor. Charles Dickens, Jane Austin Buluşlar Cristofori ilk piyanoyu, Benjamin Franklin paratoneri icat ediyor, Napolyon'un orduları Rosetta taşını buluyor. James Watt yeni çelik teknolojisini geliştiriyor. Pil, daktilo, elektrik motoru, morfin, buharlı gemi, Kibrit, fotoğraf makinası icad ediliyor. (Ansiklopedisi, 2006) KOŞULLAR OSMANLI İNGİLTERE Yıl 1870 Yönetim Padişah I. Abdüaziz Kraliçe Victoria Nüfus 11 Milyon 793 bin 31 Milyon 400 bin K.B. Gelir 825 dolar. 3.031 dolar. Siyasi durum İmparatorluk artık ihtişamlı değil. Islahat Fermanı ilan olunuyor. Din değiştirme hakkı tanınıyor. Müslüman olmayanlara askere gitme hakkı tanınıyor. Tüm vatandaşlara eşit hakların sağlanması kunusu gündemde Rönesans reformları, Aydınlama ve Sanayii Devrimi sonuçu artık Kraliyet ve ülke üstünde güneş batmayan imparatorluk olarak anılıyor. Kölelik yasaklanıyor. Sömürgecilik yayılıyor. (Hindistan) mailto:sssjournal.info@gmail.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2018 Vol:4 Issue:21 pp:3479-3490 sssjournal.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) sssjournal.info@gmail.com 3481 Aydınlar Ziya Gökalp, Salih Zeki, Rıza Tevfik, Prens Sebahattin, Abdullah Cevdet, M. Gökmen, Vecihi Hürkuş, Muhsin Ertuğrul, Namık Kemal, Charles Darwin, (Türlerin Kökeni) Resim Fikret Mualla, Aliye Berger, Gogh, Goya, Cezanne, Monet, Manet Edebiyat Tevfik Fikret, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar, Ahmet Hamdi Tampınar, Peyami Safa, Faruk Nafis Çamlıbel, Reaşt Nuri Güntekin, Celal Nuri, Ahmet Şuayb, Süleyman Nazif, Abdullah Suphi, Mehmet Rauf, Cenap Şehabettin, Recaizade Mahmud Ekrem, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ömer Seyfeddin, Ahmet Haşim, Ahmet Rasim, Refik Halit Karay, Ahmed Hikmet, Victor H,ugo, Tolstoy, Bernard Shaw, Müzik Şevki bey, Hafız Burhan, Tamburi Cemil Bey, Sadettin Kaynak, Rakım Erkutlu Chopin, Tchaikovsky, Wagner, Lizst, Beethoven, Schubert, Schumann, Paganini, Dvorak, Bizet ve Brahms. Buluşlar Telgraf bulundu, Mendel Kanunları yayınlandı, Edison fonografiyi icad etti, plastik, dinamit, telefon, elektrikle çalışan buz dolabı, tesla'nın ampul, elektrikli tren, elektrikli ütü, verem aşısı, kuduz aşısı, motorlu araba ( Karl Benz), gramofo, ilk araba satışının başlaması ( Karl Benz arabasını fabrikada seri üretime geçirdi), ilk video ( Saniyede 12 kare hızında ve 2 saniye uzunluğunda, yalaşık 24 kare'den oluşuyor), ses kaydı teknolojisi ile şarkı yapan ilk şarkıcının şarkısı, elektrikle çalışan bulaşık makinası, elektrikli fırın, kolera aşısı, dizel motor, sinema başlıyor, röntgen, tifo aşısı, ilkel radyo ( 1901 yılında daha gelişmişi yapıldı) KOŞULLAR OSMANLI İNGİLTERE Yıl 1913 Yönetim Padişah V. Mehmed Kral V. George Nüfus 15 Milyon 45 Milyon 649 bin K.B. Gelir 1.213 dolar. 4.921 dolar. Siyasi durum Savaş kapıda Hakimiyet İttihak ve Terakki Cemiyetinde. II. Meşrutiyet ilan edilmiş. Hürriyet, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik yükselen beklentiler. Ülke tam bir monarşi ile idare ediliyor. Ülke Demokrasi ile yönetiliyor. Sömürge ülkelerin sayısı artıyor. Ulusal ve uluslararası şirketler yapılanıyor. Aydınlar Cahit Arf, Niyazi Berkes, Behiçe Borak, Korkut Boratav, Şerif Mardin Albert Einstein, Max Planck, Fancis Crick Edebiyat Yahya Kemal Bayatlı Yaşar Kemal, Kemal Tahir, Sait Faik Abasıyanık, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Mübeccel Kıray, Hilmi Ziya Ülgen Jack London, William Faulkner, F. Scott Fitzgerald, William James, Upton Sinclair, John Steinbeck, Ernest Hemingway, Eugene O’Neill. Tennessee Williams. Resim Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Füreyya Koral, Pablo Picasso, Piet Mondrain, Salvador Dali, Georgia O’Keeffe Müzik Münir Nurettin Selçıuk, Selahaddin Pınar, Yesari Asım Arsoy, Osman Nihat Akın Buluşlar Taşınabilir fotoğraf makinesi, Ataç, Jiletli tıraş makinesi, Gofretli dondurma, Kabartma tozu, Fort-T-Modeli, ilk seri üretilen araba Elektrikli ocak, Çamaşır makinesi, Işıklı reklam, Vitaminler, Fermuar, sütyen, Spor ayakkabı. mailto:sssjournal.info@gmail.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2018 Vol:4 Issue:21 pp:3479-3490 sssjournal.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) sssjournal.info@gmail.com 3482 (helmuth-von-moltke, 2014) KOŞULLAR TÜRKİYE CUMHURİYETİ İNGİLTERE Yıl 1923 Yönetim Cumhurbaşkanı M. Kemal Atatürk Kral V. George Nüfus 13 Milyon 877 45 Milyon 649 bin K.B.Gelir 712 dolar. 4.760 dolar. Siyasi durum Birinci Dünya Savaşı bitti Kurtuluş şavaşı kazanıldı. 3 Milyon kilometre Vatan toprağının savaşlar sonucu 2 Milyon metrekaresi kaybedildi. Halkın çoğu hasta, yaşlı, sakat, gazi ve yoksul. Türkiye genelinde batılılaşma yolunda devrimler uygulanmakta, Osmanlı alfabefsinden Latin Alfabeye geçilmekte. Kadın ve Çocuklara yönelik eğitim ve yetiştirme kurumları açılmakta. Temel gıda ürünlerinin işlenmesine yönelik fabrika ve tesisler açılmakta. Yurkt genelinde tren ve karayolu yapımı çalışmaları başlatıldı İngiltere birinci dünya savaşı öncesi ve sonrası dünyada yayılmacılık ve hakimiyet sağlamaya devam etti. Afrikada Cape Town’dan Suez kanalına kadar alanın yönetimini aldı. Orta Doğuda, İsralin kurulması, Irak, Filistin ülkelerinin oluşması ve yönetimini devam ettirdi. Böylece Amerika, Fransa ve BM ile beraber yaptırımlarını uygulayarak tüm dünya genelinde ittifakları (Kanada-Avusturalya- Yeni Zellanda-Karaip’de İngiliz adaları-Malta- Kıbrıs’a) yayılmaya devam etti. II. dünya savaşı sonrası Amerka müttefikliği ile, tüm kıtalar dahil Avrupa, Rusya’da idare ve yayılmacılığını geliştirmiştir. Aydınlar John Maynard Keynes Resim Abidin Dino, Fikret Otyam Sir Alfred Munnings, Meredith Frampton, John Bratby, Peter Lanyon, Leonora Carrington Edebiyat Sebahattin Ali, Orhan Kemal, Fakir Baykurt, Aziz Nesin, Cahit Sıtkı Tarancı, Behçet Necatigil, Atilla İlhan, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Ahmed Arif, Ara Güler, Mary Norton, William Golding, E.B. White Müzik Adnan Saygun, Safiye Ayla, Alaeddin Yavaşça, Müzeyyen Senar, Arif Sami Toker Cliff Richard, Marty Wilde, Alma Cogan, Sherly Bassey, Adam Faith, The Beatles. Buluşlar Ekmek kızartma makinesi, Kâğıt mendil, Tost ekmeği, Yara bandı, Ensülin, Buzdolabı, Penisilin, Hazır bebek maması, Portatif tahta sandalye, Evler için klima, Sırtı ayarlanabilir koltuk, Televizyon, Seloteyp, Flaş, Alka Seltzer- Karbonatlı aspirin, Evde kullanılabilen saç boyası, Elektrikli tıraş makinesi, Stereo hoparlör, Makaralı teyp, Çamaşır deterjanı, Renkli fotoğraf filmi, Çöp öğütücü, Konserve et, Mikser, Neon lambası, Tükenmez kalem, Teflon kaplama, Jet motor, Naylon çorap, Elektrikli su ısıtıcısı, Ütü gerektirmeyen kumaşlar, Lastikli kumaş, Elektrikli çamaşır makinesi, Uzunçalar plak, Polaroid kamera, Elektro gitar, İlk PC, Renkli televizyon, Naylon streç folyo, Bulaşık makinesi, Derin dondurulmuş gıda maddeleri, Çocuk felci aşısı, Transistörlü radyo, Uzaktan kumanda cihazı, Firizbi, Lego, Hula Hoop, Barbie bebek, Kar motoru, Külotlu çorap, Tylenol-Yaygın bir ağrı kesici, Doğum kontrol hapı, Hazır bebek bezi, Yumuşak kontakt lens, Kaset teyp, Cola kutusu, Tuşlu telefon, Metal tenis raketi, Mikrodalga fırın, Quarz kol saati, Hesap makinesi, Mutfak robotu, Cep telefonu, Snowboard, Walkman, Daksil-Daktilo silgi solüsyonu, Pacman, ilk video oyunu, Post- it, yapışkanlı not kâğıdı, Rollerblade, CD, Su geçirmez, hava geçirir, ‘Goretex’ kumaş, Mini van, Macintosh, İnternet Navigator, Prozac depresyon ilacı bulunuyor. (TUİK, 2016) (World War One WWI 1914 - 1918 - The Aftermath) (World War II (1939-1945)) (Fox, 2011) (Marcus, 2011) (Türk Yazarları) mailto:sssjournal.info@gmail.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2018 Vol:4 Issue:21 pp:3479-3490 sssjournal.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) sssjournal.info@gmail.com 3483 b. Yıllara göre Birleşik Krallıklar ve Türkiye Cumhuriyeti Nüfus – Kişi başı Gelir Dağılımı Mukayesesi T.CUMHURİYETİ İNGİLTERE NÜFUS FARKI % GELİR FARKI % Yıl 1923 Nüfus 13,877,000 44,563,100 (30,686,100) -69% Kişi başı gelir $ 712.00 4,760.00 (4,048) -85.04% Yıl 1930 - Nüfus 14,445,000 45,888,900 (31,443,900) -69% Kişi başı gelir $ 1,249.00 6,939.00 (5,690) -82.00% Yıl 1940 Nüfus 17,821,000 45,649,000 (27,828,000) -61% Kişi başı gelir $ 1,625.00 6,856.00 (5,231) -76.30% Yıl 1950 - Nüfus 20,947,000 50,381,500 (29,434,500) -58% Kişi başı gelir $ 1,623.00 6,939.00 (5,316) -76.61% Yıl 1960 - Nüfus 27,755,000 52,372,500 (24,617,500) -47% Kişi başı gelir $ 2,247.00 8,645.00 (6,398) -74.01% Yıl 1970 - Nüfus 35,605,000 55,632,200 (20,027,200) -36% Kişi başı gelir $ 3,078.00 10,767.00 (7,689) -71.41% Yıl 1980 - Nüfus 44,737,000 56,329,700 (11,592,700) -21% Kişi başı gelir $ 4,022.00 12,931.00 (8,909) -68.90% Yıl 1990 - Nüfus 56,473,000 57,237,500 (764,500) -1% Kişi başı gelir $ 5,399.00 16,430.00 (11,031) -67.14% Yıl 2000 - Nüfus 67,804,000 58,858,100 8,945,900 15% Kişi başı gelir $ 6,610.00 20,353.00 (13,743) -67.52% Yıl 2008 - Nüfus 71,517,000 61,823,000 9,694,000 16% Kişi başı gelir $ 8,066.00 23,742.00 (15,676) -66.03% (Google.com) (Office of Nati, 2015) B. Osmanlı Devleti’nde modern anlamda bir yerel yönetim geleneği ve sisteminin olmadığını söylemek yanlış olmaz. Osmanlı Devlet’inde yerel yönetim yapılanması itibariyle belediyecilik anlayışını Geleneksel Dönem ve Tanzimat Sonrası Dönem olarak ele almak, sonrasında ise Cumhuriyetin kuruluşu ile bugüne kadar olan süreci değerlendirmek yerinde olacaktır. (YÖRÜKOĞLU, 2009) c. 19. yüz yıl İngilterenin Sosyal Hiyerarşisi 1. Aristokartlar 19. yüzyılda ülkenin en yüksek statüsüne sahip ve güçlü sınıfı Aristokratlar oluşturmaktaydı. Bu sınıfı oluşturan tabakalar: ✓ Kraliyet Ailesi ✓ Lord’lar ✓ Ülkenin yüksek rütbeli görevlileri - Baronlar - Şövalyeler - Ülke Beyefendileri 2. Orta Sınıf Ülke genelinin çoğunluğunu oluşturan bu grup üs-orta sınıfve Alt-orta sınıf şeklinde ikiye ayrılmıştır. Üst-Orta–Sınıf, bu sınıf mensupları idari işlerin sahipleri olup yüksek bir otorite ve üst düzey statü sakhibiydiler: - Fabrika Sahipleri mailto:sssjournal.info@gmail.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2018 Vol:4 Issue:21 pp:3479-3490 sssjournal.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) sssjournal.info@gmail.com 3484 - Büyük ölçekli iş adamları - Bankerler - Doktorlar - Avukatlar - Mühendisler - Din adamları 3. Alt-Orta-Sınıf, bu kişiler: These people were a step lower to the upper middle class people group. - Küçük ölçekli iş adamları - Dükkan sahipleri - Tüccarlar - Devlet memurları 4. Alt Sınıf Bu sınıfta kendi içinde ikiye ayrılmıştır: ✓ Çalışan Sınıf, alt sınıfın üst kısmını oluşturan bu gruplar ise: - İşçiler - Fabrika İşçileri - Dikim evlerinde çalışanlar - Madenciler - Temizlikçiler ✓ Fakirler, bu kişiler bağış ve hayırseverler yardımıyla yaşayan ve herhangi bir işte çalışmayanlardan oluşuyordu. (19th Century England Social Hierarchy, n.d.) 19. yüz yıl Osmanlısında Sosyal Hiyerarşisi Osmanlı Devleti genelde askeri bir merkezilşeme ile idare edilen imparatorluk olarak yapılanmış ve bu karakterini snonuna kadar sürdürmüştür. Devlet hakimiyeti mutlak olan farklı dil, din ve ırktan meydana gelen bir toplum şeklinde tezahur etmiştir. Temelinde yönetenler (askeri-vergi vermeyenler) ve yönetilenler (reaya-vergi mükellefleri) olmak üzere basitçe ikiye ayrıarak incelenebilir. 1. Yönetenler (Askerîler), bu kesimi oluşturanlar Padişahın idarî askeri, siyasi ve dinî yetki tanıdığı devlet görevlileridir: ✓ Saray halkı ✓ Seyfiye (Sadrazam, beylerbeyi, sancak beyleri, neferler, tımarlı sipahiler ve deniz askerlerinden oluşup, askerlik hüzmeti verenler olup aynı zamanda yöneticilikte yapmaktaydılar) ✓ İlmiye (İlimle meşgul olan topluluğu ifade eder. Öğretim işi yapan müderrisler, yargıçlık ve noterlik görevi olan Kadı’lar, imamlar, müezzinler, şerifler, tarikat şeyhleri ve şeyhülislam bu sınıftandır. - İlmiye sınıfının en kıdemlisi aynı zamanda divan üyesi olan şeyhülislam ve kazaskerdir. - İlmiye sınıfını oluşturan kişilere ilim adamı manasına gelen ulema adı verilmiştir. - İlmiye mensupları yaptıkları iş karşılığında almaları gereken ücreti eğitim için kurulan vakıflardan alıyorlardı. - Kadılar gördükleri davalardaki harçlardan, kazasker ve şeyhülislam ise hazineden maaş alırlardı. ✓ Kalemiye - Ehlikalem adı da verilmiştir. mailto:sssjournal.info@gmail.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2018 Vol:4 Issue:21 pp:3479-3490 sssjournal.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) sssjournal.info@gmail.com 3485 - Bugünkü karşılığı devletin bürokrat kesimidir. - Bu sınıf genellikle Türk kökenli kişilerden oluşuyordu. - Defter eminleri, Reisülküttap, Anadolu ve Rumeli defterdarı ile Nişancı, kalemiye sınıfındandır. - Nişancı ve Defterdar bu sınıfın divandaki temsilcileridir. 2. Yönetilenler (Reaya) Bu sınıf Osmanlı toplumunun büyük bir kısmını kapsamaktadır. Yönetenler sınıfının dışında kalan köylüler, şehirliler, göçebeler, Müslüman ve gayrimüslim tebayı içine almaktadır. Geçimlerini tarım ticaret ve sanayi alanında üretim yaparak sağlarlar. Aynı zamanda vergi vermekle mükellef olan sınıftır.(M., 2014) Osmanlı döneminin son zamanları ve Cumhuriyet döneminin özellikle başlangıç döneminin ekonomik ve sosyal yapısını İngiltere üzerinden değerlendirmek Türkiyenin I. ve II Dünya savaşları sonrası dünya üzerinde yeni yerini almış olan ülke ve medeniyetler arasında nerede olduğunun tespiti açısından önemlidir. Avrupada 15 ve 16. Yüzyılda özellikle İtalyada başlayan Aydınlanma dönemi yani Rönesans’ın başlangıcı diğer ülkelere başta Fransa, Almanya, İngiltere’ye sirayet etmiştir. Özellikle skolastik metod yerine deney ve gözleme dayalı yeni teknolojik gelişmeler, positivist düşünce alanında ki gelişmeler, edebiyat ve sanat alanında yenilikler, insan hakları, bağımsızlık, köleliğin kaldırılması, bireysel hürriyetlerin yaygınlaştırılması konularındaki gelişmeler Avrupada adeta sanayii devrimini doğurmuştur. Bu ülkelerin sanayilerinin gelişmesi ve ekonomilerinin kolonyalizm vasıtasıyla inanılmaz derecede büyümesine ve kuvvetlenmesine sebep olmuştur. Sanayi Devrimi 18. yüzyılın ikinci yarısında İngiltere’de başladı. Daha sonra Kuzey Avrupa ve Kuzey Amerika’ya yayıldı. Bu devrim tekstil ve demir-çelik sektörlerinde kendini gösterdi. İlk dönemlerde buhar gücüyle işleyen makine ve araçlar (tren, gemi, vs.) ortaya çıktı. Daha sonraki dönemlerde elektrikli ve benzinli makine ve araçlar kullanılmaya başlandı. İngiltere buhar makinesinin özellikle tekstil üretiminde makinalaşmaya imkan vermesi ile ekonomisini geliştirdi. Avrupa kaynaklı, protestan ahlakı çerçevesinde faydalcılık akımı, kapitalizmin İngiltereyi dünya üzerine hakimiyet kuracak bir imparatorluk haline gelmesini sağladı. Üretime kaynak teşkil edecek hammaddenin temini için sömürge ülkelerin bulunması, uzak olan yerlere gemi, tren gibi ulaştırma araçları vasıtası ile ulaşılması Büyük Britanya İmparatorluğunu sınırlarının ötesinde çok büyük bir emperyalist ülke haline getirdi. Osmanlı devletinin en sarsıcı ve sıkıntılı dönemi olan 1700’lü yıllarda Avrupa da başlayan ve uzunca bir süre devam eden, milliyetçilik akımları, bireysel hak ve hürriyetlerin kazanılması anlamında Osmanlı topraklarında yaşayan gayrimüslim uluslarda bağımsızlık kıpırdanmalarına sebep olmaktaydı. İmparator toprakları giderek tehdid altında ayaklanma ve savaşlara gebeydi. Sırplar, Yunanlılar, Mısırlılar özellikle Napolyonun Mısırı istilası ile bağımsızlıkları için Osmanlıya sorun olmaktaydılar. Osmanlı, Avrupa da yaşanan Rönensansın getirdiği aydınlanmanın dışında kalmakla düşünce, sanat, özgürlükler, teknolojik yenilikler, ulusal ve toplumsal hayatta meydana gelen tüm yeniliklerin gerisinde kalmıştır. Makinalaşmaya bağlı yeni üretim sistemlerinin toplumsal hayatta meydana getirdiği değişikliklerle Avrupa ve Amerikada farklı sınıflar oluşmuş ve bu sınıfların belli merkezlerde toplanmaları ile eskinin yerleşim ve yaşam şekilleride değişiklik göstermiştir. Kişiler yaptıkları işler ve çalışma ortamları doğrultusunda kentlerde yaşamlarını sürdürmeye başlamıştır. Öte yandan Osmanlı sınıf yapısına baktığımızda Yönetenler dışında kalan büyük çoğunluğun köylüler olduğu, ticaret ve sanayi işleri ile uğraşan kesimin, toplumun çok küçük bir kısmını oluşturduğu görülmektedir. Osmanlı nüfusunun çoğunluğunu oluşturan köylüler tarım ile uğraşlarından dolayı köylerde yaşamlarını sürdürmekteydiler. Sınıfsal anlamda kentleşmeyi tetikleyen unsurların Osmanlıda, Avrupaya kıyasla aynı şekil ve tarzda gelişmediğini görmekteyiz. Doğal olarak batıda değişimi körükleyen unsurlar, bu değişim karşısında gerekli olan mekanizmalarında ortaya çıkmasını hızlandırıp, beraberinde bizaat yaşanarak ve denenerek gerekli çözümlerin oluşmasını sağlamıştır. Frederick Engels’in konut sorunu üzerine yazmış olduğu eserinde hızlı sanayileşmenin getirdiği sorunları ifade ettiği gibi: “Eski kültüre sahip bir ülkenin manüfaktür ve küçük-ölçekli üretimden geniş-ölçekli sanayiye üstelik elverişli koşullarla çabuklaştırılmış böylesine hızla geçtiği bir dönem aynı zamanda ileri düzeyde bir "konut darlığı" dönemidir. Bir yandan kırsal işçi yığınlarını sınai merkezlere dönüşen büyük kentler hızla kendine çekmekte; öte yandan da bu eski kentlerin yapı düzenlemeleri yeni geniş-ölçekli sanayi mailto:sssjournal.info@gmail.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2018 Vol:4 Issue:21 pp:3479-3490 sssjournal.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) sssjournal.info@gmail.com 3486 koşullarına ve buna tekabül eden trafiğe uymamakta; sokaklar genişletilmekte yenileri açılmakta ve kentlerin ortasından demiryolları geçirilmektedir. Tam işçilerin yığınlar halinde kentlere aktığı sırada işçi meskenleri büyük ölçüde yıktırılmaktadır. İşçiler ve küçük tüccarlar ve müşterileri işçiden oluşan zanaatçılar için aniden ortaya çıkan konut darlığı burdan gelmiştir. En başından beri sanayi merkezleri olarak gelişen kentlerde bu konut darlığı yok gibidir; örneğin Manchester Leeds Bradford Barmen-Elberfeld. Öte yandan darlık o sıralarda Londra, Paris, Berlin, Viyana'da had safhaya varmış ve çoğunlukla süreğen bir biçimde varlığını sürdürmüştür.”(Engels, 1992) Yukarıda verilen tablolardan ve Nüsuf-Gelir dağılımmı karşılaştırmalarından da anlaşılacağı gibi Osmanlı bilim anlanında yeni buluş ve icatların keşfinde tamamen dışarıda kalmıştır. Her ne kadar değerli devlet adamları, edebiyatçı, ve müzisyenler yetişmiş olsada tıpta, mimarlıkta, makina endüstrisinde, ağır sanayiinde ve diğer önemli alanlarda patentli icat yapamamıştır. Giderek zayıflayan askeri düzeni ile tarıma dayalı ekonomisi gereken ekonomik kalkınmayı sağlayamamıştır. Nitekim 1820 de İngiltere ile Osmanlı arasındaki nüfus farkı -%69 iken kişibaşı gelirde -%85.04 gerisinde kalmış durumdaydı. Bir başka deyişle Osmanlı 13,877,000 nüfusa sahip olup kişi başı geliri 712 USD iken. İngiltere 44,563,100 nüfusla kişibaşı 4,760.00 USD gelire sahipti. 1990 yılında İngiltere ile Türkiye Cumhuriyetinin nüfusu ancak eşitlenirken kişi başı gelirdeki fark -%67.14 idi yani Türkiye kişi başı 5,399.00 USD gelire ulaşmışken İngilterenin kişibaşı geliri 16,430.00 USD idi. Türkiye Cumhuriyeti 2008 de nüfus olarak İngitereyi %16 geçmiş olsa dahi kişi başı gelirde %66.03 gerisinde kalmıştır. A. Osmanlı döneminde şehircilik Geleneksel Dönem: Batı dünyası ile mukayese edildiği zaman ekonomik ve sosyal statüler açısından sınıfsal farklar (Aristokrasi, Burjuvazi) oluşmasına izin vermeyen İslam toplumlarının kurup geliştirdikleri şehirlerde önemli farklar bulunmaktaydı. Batılı anlamda yerel yönetim geleneğinde şehirleşmek Osmanlı Devleti’nde ancak Tanzimat yılları ile başlamıştır. Osmanlı Devlet’inde belediyecilik anlayışını Geleneksel Dönem olarak adlandırabileceğimiz dönemde, ilgili teşkilatlanma mülki idare bakımından eyaletler ve onlarda sancaklara ayrılmıştı. Eyaletler vergi düzeni, askerlik, toprakların yönetimi ve güvenlik gibi ihtiyaçlara göre örgütlenmişlerdi. Eyaletlerin başında önce eyalet beyi, beylerbeyi ve sonrada vali denilen yöneticiler bulunmaktaydı. Osmanlı şehirlerinin kuruluş ve gelişiminde üretim ilişkileri ve ekonomiden çok, kültürel unsurlar belirleyici olmuştur. Bu anlamda üç temel kurum ortaya çıkmaktadır. 1. Vakıflar 2. Loncalar ve 3. Kadılık kurumu. Şehirlerin mekansal-yapısal gelişmesinde Vakıflar önemli bir rol oynamıştır. Şehir yaşamı için gerekli olan ibadethane, hastane, han, hamam, medrese, yol, mezarlık, çeşme ve köprüler Vakıflar tarfından inşaa edilirdi. Vakıflar bir ölçüde bugünün belediyesinin yaptığı çalışmaların bir kısmını yerine getirmekteydi. Loncalar ise; belirli bir şehirde oturan sanatkâr ve sanâyicilerin mensup oldukları meslekî teşkilardı. Loncaların iki ana gâyesi vardı; 1) Lonca mensubu sanatkâr, esnaf arasında sosyal eşitliği ve dayanışmayı sağlamak. 2) Meslekî faaliyetin uygulanışını düzenlemek ve denetlemek. Loncalar, bugünün Esnaf ve Sanatkârlar Derneğine benzetilebilir. Loncaların ekonomik, meslekî, kültürel ve sosyal faaliyetle ilgili vazifeleri vardı. Loncalar bulundukları mekanlarda üyeleri vasıtasıyla oranın, temizliği, düzenini sağlıyor, sokakların aydınlatılması, yolların tamiri, tadilatı, çarşı ve pazarların denetimi, fiyat kontrolleri gibi bugünkü belediye zabıtalarının işlerini yerine getiriyorlardı. Kadılık ise şehrin yönetiminden sorumlu kurum olarak öne çıkmaktaydı. Kadılar vakıf ve loncaların üzerinde bir makam olup asayişten sorumlu yerel kolluk kuvvetlerininde amiri durumdaydı. Merkez tarafından görevelndirilen Kadılar aynı zamanda mali yetkiye sahip olup yönettikleri köy ve nahiyelerin mülki idare amirleri ve yargıcıydılar.(Çiçek, Nisan 2014) B. Tanzimat ve sonraki dönem: Osmanlı imparatorluğunda batılı ülkeler ile artan ilişkiler neticesinde özellikle 1854-1856 Kırım Savaşı yıllarından başalamak üzere ilk belediye idaresinin kurulması çalışmaları başlamıştır. Söz konusu yıllarda İstanbul’da yüz binin üzerinde yabancı yaşamaktaydı ve Avrupalı devletler vatandaşlarının temiz ve bakımlı şehirlerde yaşamasını istemekteydiler. Belediyenin kuruluşu, İstanbul’da ilk kez 1855 yılında bu sebeple başlamıştır. Ancak mali yetersizlikler ve personel eksikliği gibi sorunlarla modern belediyecilik için iyi bir başlangıç olmamıştır. Osmanlı'nın taşra şehirlerinde, modernleşmeyle iligi çalışmalar Paris örnek alınarak 8 Ekim 1864 tarihli vilâyet nizamnâmesiyle başlandı. İlk hedef olarak il ve kaza merkezlerinde seçimli üyelerden kurulan bir 'Şehir Meclisi' oluşturulacaktı. Ancak uygulamadaki eksiklikler sistemli olarak mailto:sssjournal.info@gmail.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2018 Vol:4 Issue:21 pp:3479-3490 sssjournal.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) sssjournal.info@gmail.com 3487 işleyişin başlamasına mani oldu. Sonuçta Osmanlı Hükümeti özellikle ecnebilerin yaşadığı ve modern liman kentinin karşılaştığı sorunların yoğunlaştığı Galata ve Beyoğlu bölgesinde belediye hizmetlerinin görülmesi amacıyla Altıncı Daire-i Belediye‟yi Paris örneğini uygulayarak kurdu. Ayrıcalıklı bir bütçeye sahip olması sebebiyle Cumhuriyete kadar başarılı bir şekilde devam etti.(Çiçek, Nisan 2014) . Belediyelerin gelişimi aşağıdaki kronolojik sıra takip edilerek izah edilebilir; 1869‟da çıkarılan Dersaadet İdare-i Belediye Nizamnamesi ile belediye örgütü, Beyoğlu ve Galata dışında tüm İstanbul’a yaygınlaştırılmış ve İstanbul Şehreminliği örgütü kurulmuştur. (Keleş, 2012) 1870 Tarihli İdare-i Umumiye-i Vilayet Nizamnamesi ile Vilayet, Sancak ve Kaza merkezlerinde birer belediye teşkilatı kurulmasına karar verildi. 1876 da hazırlanan Vilayet Belediye Kanunu her vilayet ve kasabada birer belediye örgütü kurulmasını öngördü. 1877 tarihli Dersaadet Belediye Kanunu Vilayet Belediye Kanununa ek olarak İstanbul’daki büyük sorunlara çözüm bulabilmek amacıyla çıkarıldı. Belediye teşkilâtının temelleri hukukî olarak I. Meşrutiyet'te atıldı. Blediyeler hükmî şahsiyet kazanarak idarî bir varlık olmaktan da ötede bir noktya taşındı. 1912 yılında Dersaadet Teşkilat-ı Belediyesi Hakkında Kanunu Muvakkat ile belediye daireleri kaldırılarak yerine belediye şubeleri kurulmuştur (Ünal, 2011). Bu yapı 1930 yılına kadar varlığını sürdürdü. Osmanlı belediyeciliği genel anlamda bir yerel yönetim sistemini uygulamaktan çok şehrin hizmetlerinin yürütülmesinde kurumsallaşan bir yapı olarak faaliyet göstermiştir. Osmanlıda merkeziyetçi devlet felsefesi hâkim olduğu için bu kurumlar şehir hizmetlerinin yürütülmesinden öte, yerel komünal özelliklere sahip olamamışlardır (Görmez, 1997). C. Cumhuriyet dönemi şehircilik çalışmaları Osmanlı dönemindeki yerel yönetim anlayışı, Cumhuriyetin ilan edilmesiyle beraber hiçbir değişikliğe uğramadan aynı şekilde devam etmiştir. Yeni kurulan ülkede Merkeziyetçi bir politikanınn izlenmesi genel olarak ülke bütünlüğünün korunması amaçını taşımıştır. Cumhuriyet döneminde yerel yönetimler konusunda yapılan ilk düzenleme köylerle ilgili olmuştur. Köylerde belediyecilik anlayışı ilk kez 1930 yılında 1580 sayılı Belediye Kanunu ile nüfusu 2000‟i geçen yerlerde belediye kurulabilmesinden sonra gelişmeye başlamıştır. (Çiçek, Nisan 2014) . Tek Parti Dönemi Belediyeciliği 1580 sayılı yasa, belediyeleri merkezi hükümetin bir uzantısı olarak kabul etmektedir. Bu düşünce tarzı Cumhuriyete mahsus değildir. Bizans’tan Anadolu Selçuklulara ve Osmanlılara kadar benzerlikler taşımaktadır. Her şeyi merkezi yönetimin denetimi ve kontrolü altında tutma mantığının bir yansımasıdır. Belediyeler karar alma süreçlerinde, kaynak ve yetki kullanımlarında ve hatta haberleşmelerinde merkezi yönetimin sıkı bir kontrolü altındaydılar. 1930 tarihinde 1580 sayılı Belediyeler yasası çıkarıldı ve 12 Eylül dönemine kadar yürürlükte kaldı. Yasayla, belediyelerin dağınık olan işlevleri tek elde toplandı. Tek parti döneminin sanayileşme politikalarından biri de, sanayinin tüm ülke yüzeyine yaygınlaştırılması idi. Bunun sonucu da, yeni ve orta büyüklükteki kentlerin ortaya çıkışı ve buna paralel olarak daha düzenli yerel hizmetlerin sunulmasının zorunlu hale gelmesidir. Bu itibarla kalkınmanın aksamadan yürütülebilmesi için tüm yaşam birimleri içinde köylere varıncaya kadar bütün şehirlerin güvenlik ve bayındırlık işlerinin tamamlanmsı hedeflenmişti. Tek parti döneminin başarılı ve belediyecilik politikalarına, İzmir’de 1931-1941 yılları arasında sergilenmiştir. - Toplum sağlığını önde tutma ve ücretsiz sağlık hizmetleri (tifo, menenjit, difteri, çiçek aşıları) ✓ Bataklıkların kurutulması (Mersinli, Halkapınar, Güzelyalı, Bostanlı, Karşıyaka) ve sıtma ile mücadele ✓ Hayvanlara ilişkin sağlık önlemleri (kuduz, şarbon) ✓ Lağımlar ve kanalizasyon işleri; su işleri ve mevcut suların daha sağlıklı hale getirilmesi ✓ Kent ve çevre sağlığına yönelik genel önlemler (gürültünün önlenmesi, yerlere tükürenlere para cezası). ✓ Çağdaş bir kent görüntüsü ve altyapısına yönelik çalışmalar çerçevesinde merkez garaj ve halin kurulması mailto:sssjournal.info@gmail.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2018 Vol:4 Issue:21 pp:3479-3490 sssjournal.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) sssjournal.info@gmail.com 3488 ✓ Kent içi ulaşım ve toplu taşımaya yönelik düzenlemeler; yollar, bulvarlar, caddeler, meydanlar; sosyal yardım kurumları (Hastane/Behçet Uz, yaşlılar evi...) ✓ İtfaiye ve telefon idaresi; işçi evleri (Kahramanlar’da) ✓ Park, bahçe ve yolların ağaçlandırılması; Kültür Park’ın kurulması olarak adlandırılabilir. Tek parti dönemine genel olarak bakıldığında, 1923’de 421 olan belediye sayısı 1938’de 537’ye ulaşmıştı Çok partili yaşama geçiş sürecinin hemen öncesinde, 13 Temmuz 1945 tarihinde “Belediyecilik Derneği” kuruldu. 1948’de 5237 sayılı “Belediye Gelirleri Kanunu” çıkarıldı. 1948’de belediyelerin çarpık yapılaşmayı, gecekondulaşmayı önlemesi için 5218 sayılı yasa çıkarıldı. Yasa, belediyelerin kent içinde arsa üretmelerini amaçlıyordu. Menderes Dönemi Belediyeciliği 1950-60 arasında Demokrat Parti döneminde kentlere göç hız kazanmıştır. Bu dönemde, kentlerin etrafı gecekondularla kuşatılmaya başlamıştır. Bu konuda milli bir politika olmaması ve geçici çözüm şeklindeki uygulamalarla belediyeler hızlı kentleşmeye yenik düşmüş oldular. Bu dönemde, kentlerin imarı, yeni yollar ve binalar yapılması hız kazandı. Hızlı kentleşme bir taraftan İstanbul’da önce kat mülkiyetine izin vererek daha sonra da sanayiyi bu bölgede kurdurarak, kırsal nüfusu İstanbul’a doğru harekete geçmesini başlattı. Buna 1956’da başlatılan imar seferberliği eklenince, İstanbul ikiye katlanan nüfusunun altında ezilmeye başladı. Devrin ekonomik tercihi olarak karayolu ve otomobil benimsenip, dönemin tek toplu ulaşım aracı olan tramvaylar da otomobillere yer açmak amacıyla dışlanınca, çarpık kentleşmeye çarpık taşımacılık da eklendi. Şehirleşme anlayışında merkezden başlamak Kent merkezindeki tarihi dokuyu olumsuz etkiledi, oysa büyüme ve genişleme kenti çevreleyen alanlarda yani dış kısımlarada başlatılıp düzgün ve planlı olarak yürütülebilirdi. Netice olarak hükümetler yakın yıllara kadar kentleşme konusunda aynı tarz politikalar uygulamıştır. Dengesiz ve plansız büyüme özellikle 1950’li yıllarda başlayan ve 1970’li yıllarda hız kazanan kentleşmenin getirdiği ve biriktirdiği ağır sorunlar, kentleri ülke gündeminin merkezine taşımış bulunmaktadır. 1960-1980 Dönemi ve Sosyal Demokrat Belediyecilik 1973-1980 dönemi, Türkiye belediyeciliğinin tarihinde bir dönüm noktasıdır. 1950’lerde başlayan ve 1970’lerde hız kazanan kentlere yönelik yoğun göç ve buna paralel olarak ortaya çıkan gecekondulaşma kentlerin çehresini tamamıyla değiştirmiştir. Sosyal Demokrat Belediyecilik. Türkiye’de kırsal kesimden kentlere yönelik göçü iki döneme ayırmak mümkündür. Bunlardan birincisi 1980’e kadar olan dönemdir. Bu göçler isteğe bağlı/iradi göçlerdir. Büyük kentlere iş bulmak, sosyal ve ekonomik nedenler, daha iyi bir eğitim imkanı gibi nedenlere dayanır. 1980 sonrası göçler ise, iradi değil, zorunlu göçler grubuna girer. 1973 yerel seçimleri ile birlikte ilk kez İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirler sosyal demokratların eline geçti. Bu devirde İl belediye başkanları parti örgütlerinin desteği ile, kitlesel bir destek de sağlayarak başarılı belediyecilik uygulamaları yaptılar. 1978’de CHP hükümetinin Yerel Yönetimler Bakanlığı kurması da planlı kentleşme ve yapılanma sorunlarını çözmedi. (Çiçek, Nisan 2014) 19-20 y.y’da Batıda Şehircilik Marx&Engels ve Weber şehirleri, feodalizmden kapitalizme geçişin analiz nesnesi olarak görmüşlerdir. Durkheim için ise, toplum büyük ölçekte bir kenttir görüşündedir. A. Comte, ‘üç hal yasası’ ile sanayi ile belirlenen toplumu idealize eder. H. Spencer, basitten karmaşığa doğru evrimci bir modelle yine sanayi toplumunu olumlamaktadır. F. Tönnies (1855-1935); cemaat ve cemiyet ayırımı üzerinden toplumların geçirdikleri evrimi açıklar. Tüm bu evrimleşme insanları farklı sınıflar ve meslekler içerisinde belli merkezlerde yaşamaya, yani sanayi, fabrika, üretim ve ticaretin yoğun olduğu kentlerin içerisinde ikamet etmelerini adeta zorunlu hale getirmiştir. George Simmel ilk olarak Kent Sosyolojisi konusunda Almanya’da ve daha sonrada onun fikirleri ve öğretisini devam ettiren ABD’deki Chicago Okulunun kurulması ile onun talebeleri olan, Robert Park Ernest Burgess, Roderick McKenzie ve Louis Wirth, kentsel mekân ve sosyal süreçler arasındaki ilişkiyi araştırmışlardır. Kent mekânının sosyal yapı üzerindeki etkileri de yine Chicago Okulu üyelerinin araştırdığı konular arasındadır. mailto:sssjournal.info@gmail.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2018 Vol:4 Issue:21 pp:3479-3490 sssjournal.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) sssjournal.info@gmail.com 3489 Kent yazınında ilk kez mekân kavramı temelinde kentin toplumsal bir ürün olduğunu tespit eden Lefebvre, Castells ve Harvey’nin çalışmalarına giden yolu açmıştır. Her üç düşünür de, özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra siyasi ekonomik ve toplumsal alanda ortaya çıkan farklılaşmaların kent alanındaki yansımalarını ve yeni toplumsal ve kentsel biçimleri üretim ilişkileri, sermaye, kapitalizmin krizleri ve toplumsal hareketler üzerinden okumuşlardır. Henri Lefebvre, kent mekânının sosyal manada üretiminin, toplumun -kapitalizmin-, yeniden üretilmesinin temeli olduğu düşüncesini savunmaktadır. Mekânın sosyal üretimi, egemenliğinin yeniden üretimi için egemen sınıf tarafından bir araç olarak kullanılır. Her toplum, dolayısıyla her üretim biçimi belli bir mekân, kendi mekânını üretir.(Okan, 2017) 2. SONUÇ Kentleşme ve Kentlileşme olgusunu belirgin olarak anlamak gerekmektedir. Yani kentleşme toplumun değişen yapısı gereği oluşan yeni yaşam alanı olarak tanımlanabilir. Kentlileşme ise bu mekanda oturan insanların beraber evrimleşerek, ortak kültür, değer yargıları, gelenk-görenek çerçevesinde sürdürdükleri yaşam şeklidir. Bu oluşumun hem Osmanlı hemde Cumhuriyet döneminde nasıl olduğunu tespit etmek önemlidir. Osmanlı devletinde kentlerde yaşayanların nüfusu köylerde dağınık olarak yaşayan ve tarımla uğraşanlara oranla daha fazladır. Dolayısıyla insanların ortak bir mekanda beraber yaşadıkları şehirlerin olduğu değerlendirmesini yapmak mümkündür. Ancak burada batıdan farklı olarak İmparatorluğu oluşturan nüfusun çeşitliliği ile ilgli önemli bir ayrıntı vardır. Özellikle sermaye sahibi zengin sınıf ve burjuva sınıfının olmayışı, ki batıda kentleşmeyi tetikleyen unsurların başını çekenlerdir. Yine İmparatorlukta merkezi bir yönetim anlayışının olması ve devletçilik politikasının uygulanması, bireysel kalkınma vasıtasıyla kaptitalist bir ekonomi ve sınıfın oluşumunu engellemiştir. Osmanlıda tüm üst sınıf, aydınlar, bürokratlar, din adamları yöneticiler ve askerler imparatorluk için, onun bünyesinde çalışmaktaydılar. Bunun dışında kalanlar ise, küçük ölçekli tüccar ve sanatkarlar ile büyük çoğunluğu oluşturan köylüler nüfusun diğer kısmını oluşturmaktaydı Osmanlı kendi içerisinde tarımda modernleşemediği gibi sanayii de reformu kaçırmış ve imparatorluk artık iç ve dış etkenlerin doğurduğu yozlaşma ve çöküş sonucunda, devlet ve toplum yapısını etkileyen değişiklikler gündeme gelmişti. Özellikle kıyı kentlerinde bazı ürünlerin ihracı, Batı ürünlerinin iç pazarda satımına dayalı bir ticaretin ortaya çıkışı ile birlikte, kıyı kentleri hem şekil, hem de işlev değiştirmeye başladılar. Ancak yukarıda görüldüğü gibi toplumu oluşturan sınıflar Kenleşme ve Kentlileşmeyi aynı anda- dönemde yaşayamamışlardır. Oysa batıda yaşanan değişim sonucu oluşan farklı sınıfların kentleşmeyi başlattığı ve bu sınıfların oluşturduğu toplum birlikte kentlileşmeyi yaşama geçirdikleri görülmektedir. Cumhuriyet döneminde ise ikinci dünya savaşı ve sonrasına kadar köylerden kentlere göçün çok yüksek olmadığı ve düşük nüfustan dolayı kentleşmenin doğal olarak hızlanmadığı bir gerçektir. Tek partili dönemden sonra Türkiye hala istenilen sanyii gelişmesini tamamlayamamış ancak büyük şehirlere göçün daha iyi bir yaşam ve eğitim olanağı doğurabileceği sebebiyle başlamıştır. Hükümetler bu göç oluşumunu şehirde kaçak gecekondulaşma’ya göz yumarak müsade etmiştir. Bu dönemde de Kentleşme ve Kentlileşmenin oluşumu aynı anda yaşanarak oluşmamıştır. Konuya sosyolojik açıdan bakıldığında Kentleşme ve Kentlileşme olgusu batı ile aynı koşul ve oluşumun dışında bir süreç olarak gözükmektedir. Batı gerek dini, toplumsal sınıfları, ekonomik yapıları ve modelleri, gerekse yaşadıkları devrim ve değişimler itibariyle Osmanlı ve Cumhuriyet Türkiyesin’den oldukça farklıdır. Bu itibarla batının geçirmiş olduğu süreçler bizlere oranın koşullarını anlatan bir öğreti olarak kullanılmalıdır. Gerçekte, Osmanlı ve sonrası Türkiye’nin gelişimini kendi toplumsal gerçeklerimiz ve yapılarımız çerçevesinde değerlendirip ileriye ışık tutabiliriz. Mukayesenin önemli etkisi; uygulamada kullanılacak yöntemlerin doğru olarak tespit edilme imkanının sağlamasıdır. Toplumların davranışları, kalkınmaları veya yok olmaları sosyoljik olarak incelenmeleri sayesinde anlam kazanacaktır. İnsanoğlu varoluşundan bu yana sürekli olarak gelişmekte ve tüm sınırları zorlamaktadır. Bu anlamda toplumların yaşayış ve beklentilerini tetikleyen unsurların neler oldukları doğru anlaşılmalıdır. Elde edilen veriler ancak ileriye dönük, değişim ve adaptasyona uygun biçimde kullanıldığı sürece toplumlar varlıklarını sürdürebilecekleridir. REFERENCES 19th Century England Social Hierarchy. (n.d.). Retrieved from www.hierarchystructure.com: https://www.hierarchystructure.com/19th-century-england-social-hierarchy/ mailto:sssjournal.info@gmail.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2018 Vol:4 Issue:21 pp:3479-3490 sssjournal.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) sssjournal.info@gmail.com 3490 Ansiklopedisi, O. E. (2006). 19. Yüzyılda Osmanlı'da Bilim. Kültür ve Sanat. gozlemci.net: http://www.gozlemci.net/5839-19-yuzyilda-osmanlilarda-bilim-kultur-sanat.html adresinden alındı Çiçek, Y. ( Nisan 2014). GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE YEREL YÖNETİMLER. KSÜ Sosyal Bilimler Dergisi, 53-64. Engels, F. (1992). Konut Sorunu. İstanbul: Sol Yayınları. Fox, J. (2011, July 18). Entertainment & Arts - Five great but forgotten British artists. Retrieved from https://www.bbc.com: https://www.bbc.com/news/entertainment-arts-14068061 Google.com. (tarih yok). Türkiye ve Gelişmiş Ekonomilerde Kalkınma ve Kişi Başına Düşen Gelir. https://www.google.com: https://www.google.com/search?q=y%C4%B1llara+g%C3%B6re+milli+gelir+tablosu&safe=strict&sa=X&b iw=1280&bih=590&tbm=isch&source=iu&ictx=1&fir=DMR07P5qxA5DTM%253A%252CRVGAnOpAS U5nwM%252C_&usg=__Q3lpNvnNv6SVoWGRQCKturKAioQ%3D&ved=0ahUKEwialPLG7r7bAhUrJ8 AKHaprC adresinden alındı Görmez, K. (1997). Yerel Demokrasi ve Türkiye. İstanbul: Vadi Yayınları. helmuth-von-moltke. (2014, Ekim 20). 9 Maddede Osmanlı'dan Türkiye'ye Nüfus ve Kişi Başına Düşen Gelir. onedio.com: https://onedio.com/haber/osmanli-dan-turkiye-ye-nufus-ve-kisi-basina-dusen-gelir- 387690 adresinden alındı Keleş, R. (2012). Yerinden Yönetim ve Siyaset. İstanbul: Cem Yayınevi. M., R. (2014, Şubat 15). OSMANLI TOPLUMUNUN SOSYAL YAPISI. http://tarih.tumders.com: http://tarih.tumders.com/osmanli-devletinde-toplumsal-yapi.html adresinden alındı Marcus, L. (2011). REMNINISCETHIS. Retrieved from http://www.reminiscethis.co.uk: http://www.reminiscethis.co.uk/fifties_pop.htm Office of Nati, o. S. (2015, July 6). UK Population Estimates 1851 to 2014. Retrieved from https://www.ons.gov.uk: https://www.ons.gov.uk/peoplepopulationandcommunity/populationandmigration/populationestimates/adhoc s/004356ukpopulationestimates1851to2014 Okan, D. D. (2017). Kent Sosyolojisi. İstanbul: İstanbul Universitesi. TUİK. (2016, Ekim 21). İSTATİSTİK GÖSTERGELER 1923-2009. 21 Ekim 2016. http://www.tuik.gov.tr/yillik/Ist_gostergeler.pdf: https://ipfs.io/ipfs/QmR1gzPYUwxEUWHbeRggZzfYy5Fxsd8Qc7hXUUnJQwxrZq/wiki/1960_T%C3%BC rkiye_n%C3%BCfus_say%C4%B1m%C4%B1.html adresinden alındı Türk Yazarları. (tarih yok). www.google.com: https://www.google.com/search?safe=strict&biw=1280&bih=590&tbm=isch&sa=1&ei=aOUbW4_yH8Tw6 AT4_5XIDw&q=t%C3%BCrk+yazarlar%C4%B1&oq=T%C3%BCrk+yazarlar%C4%B1&gs_l=img.1.1.0i1 9k1l3j0i30i19k1l5j0i5i30i19k1l2.10828.20550.0.22634.15.13.0.2.2.0.115.1164.1j10.11.0 adresinden alındı Ünal, F. (2011). TANZİMATTAN CUMHURİYETE TÜRKİYE'DE YEREL YÖNETİMLERİN YASAL VE YAPISAL DÖNÜŞÜMÜ. http://www.mulkiyedergi.org, 244. Uyar, H. (tarih yok). Yerel Yönetimler. kisi.deu.edu.tr. World War II (1939-1945). (n.d.). Retrieved from https://www.historyofengland.net: https://www.historyofengland.net/world-war-ii World War One WWI 1914 - 1918 - The Aftermath. (n.d.). Retrieved from https://www.historyofengland.net: https://www.historyofengland.net/wwone/wwi-the-aftermath YÖRÜKOĞLU, F. (2009, Mart). TÜRK BELEDİYECİLİĞİNİN GELİŞİM SÜRECİ. https://www.mevzuatdergisi.com: https://www.mevzuatdergisi.com/2009/03a/02.htm adresinden alındı mailto:sssjournal.info@gmail.com